Včeraj sem videl smrt, bila je brez peruti,
kakor dež je padala z neba
Tu si, v Gazi, kjer je smrt sklicala skupščino,
kjer se zdi, da lahko človek z nožem reže zrak,
kjer sonce predstavlja slepi vzkrik,
kjer okna molčijo, kakor molčijo okna,
kjer so trupla dreves podobna truplom,
kjer se minareti ne naslanjajo na nebo, temveč na
ničnost
Otroci, otroci, otroci, otroci v Gazi
Otroci, otroci na ulicah, otroci na tržnicah, otroci
v hišah
Gaza je velikan, poln otroških silhuet, ki se bori s
sovražnikom,
otroci tam pojejo pesmi v objemu smrti
Otroci, molčeči kot svetniki in pobožni kot verniki,
čakajo, da bo zvok krogel umolknil
V hipu bodo napolnili trge,
pozabili na lakoto in objeli trupla svojih bližnjih
Starke, zavite v svoje ehrame,
hiše in ulice z ramo ob rami varujejo življenje
Obrazi, na katerih imajo zarisano potrpežljivost,
obup, nervozo, bolečino in željo po maščevanju,
poosebljajo vzkrik, ki se dviguje proti nebu,
in obljube, ki se dvigujejo proti nebu
Zdi se, da predstavljajo del neba
Tu ste, v Gazi,
v Gazi, kjer smrt predstavlja otroško igro,
olive in kruh, ki jih jemo za zajtrk,
ljubljenje mladostnikov
V Gazi je smrt bronast kip,
na katerega se širi razgled z vseh oken
Smrt, ki predstavlja možgane Gaze
***
Tu ste, v Gazi,
sredi boja, med kroglami,
med kroglami, kjer je celo smrti otrpnil jezik,
v Gazi, podobni počenemu balonu
Arabski poeti imajo zavezane roke;
v Celilu bodo ljudske pesmi odslej dišale po
bolečini
Gazo predstavlja rumena limona sredi puščave,
ki jo z jekleno stiskalnico
stiskajo nevidne roke
In obenem sovražnik,
podoben oblaku smrti
Solze so od joka presahnile v Gazi,
kjer bodo nekega dne našli truplo Boga
Prevod: Erna Pačnik
Dün ölümü gördüm, ölüm kanatsızdı
Yağmur gibi yağıyordu havada
İşte ölümün divan kurduğu Gazze’desin
Hava bir bıçakla yırtılıyor sanki
Kör bir çığlık güneş
Camları cam gibi suskun
Ağaçların cesetleri ceset gibi
Minareler gökyüzüne değil hiçliğe yaslanıyor
Çocuklar çocuklar çocuklar Gazze’nin çocukları
Çocuklar sokak sokak çocuklar çarşı çarşı çocuklar
ev ev
Gazze düşmanla çarpışan çocuk gölgeleriyle bir dev
Ölümün kucağında şarkı söylüyor çocuklar
Çocuklar azizler kadar sessiz müminler kadar
dindar
Kurşun sesleri dinsin diye bekliyorlar
Bir anda dolduracaklar alanları
Açlıklarını unutup ölülerine sarılacaklar
Ehramlarına sarınmış yaşlı kadınlar
Evler sokaklar omuz omuza hayatı koruyorlar
Sabırla çizilmiş yüzleri
Çaresiz asabi acılı kindar
Göğe ağan bir çığlık halinde
Göğe ağan yeminler gibi
Göğün bir parçası gibi duruyorlar
İşte Gazze’desiniz
Gazze’de ölüm çocukların oyunu gibi
Sabahları kahvaltıda zeytin ekmek gibi
Sevişmek gibi gençler arasında
Gazze’de ölüm tunçtan bir heykel gibi
Bütün pencerelerin baktığı
Ölüm aklı gibi çalışıyor Gazze’nin
***
İşte Gazze’desiniz
Ateşler arasında
Ölümün dilini yuttuğu ateşler arasında
Gazze sanki patlamış bir balon
Neylesin Arap ozanlar
Yanık kokar artık Celile’de türküler:
Gazze çöl ortasında bir sarı limon
Bir yandan görünmez eller sıkar
Çelikten bir cendereyle
Bir yandan düşman
Ölümden bir bulut halinde
Ağlamaktan kurumuş gözyaşları Gazze’nin
Gayrı Gazze’den tanrının cesedi çıkar